KAF SURESİ
DEVAM1. BAB (Kaf 30) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا عبد
الله بن محمد:
حدثنا عبد
الرزاق: أخبرنا
معمر، عن
همام، عن أبي
هريرة رضي
الله عنه قال:
قال النبي صلى
الله عليه
وسلم:
(تحاجت
الجنة
والنار،
فقالت النار:
أوثرت بالمتكبرين
والمتجبرين،
وقالت الجنة:
ما لي لا
يدخلني إلا
ضعفاء الناس
وسقطهم. قال
الله تبارك
وتعالى للجنة:
أنت رحمتي
أرحم بك من
أشاء من
عبادي، وقال
للنار: إنما
أنت عذابي
أعذب بك من
أشاء من
عبادي، ولكل
واحدة منهما
ملؤها، فأما
النار: فلا
تمتلئ حتى يضع
رجله فتقول:
قط قط قط،
فهنالك تمتلئ
ويزوى بعضها
إلى بعض، ولا
يظلم الله عز
وجل من خلقه
أحدا، وأما الجنة:
فإن الله عز
وجل ينشئ لها
خلقا).
[-4850-] Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre, o, Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu demiştir:
Cennet ile Cehennem tartıştı. Cehennem: "Ben, kibirli ve
zorba kimselere tahsis edildim," dedi. Cennet ise; "Benim ne eksiğim
var da, zayıf ve hakir görülen insanlar bana giriyor," diye karşılık
verdi. Bunun üzerine Allah Teala Cennete; "Sen benim rahmetimsin. Seninle
dilediğim kullanma merhamet ederim." Cehenneme de; "Sen de benim
azabımsın. Seninle dilediğim kullanma azdb ederim," dedi.
Cennet ve Cehennemin her birini dolduracak varlık vardır. Şöyle
ki, Cehennem, Allah Teala ayağını üstüne basıncaya kadar dolmak bilmez. Allah
Teala ayağını üstüne basınca "Yeter, yeter," der, dolar ve büzülür.
Allah Teala kullanndan hiç birine haksızlık etmez:
Cennetin dolması için ise Allah Teala başka varlıklar yaratır.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Cehennemin ..........daha var mı?" sözünün hangi anIama
geIdiği konusunda rivayetler larklıIık göstermektedir. Bu böIümde zikredilen
hadisIerden, Cehennemin bu sözünün, Cehennemliklerin artırıImasl taIebini
yansıttığı anIaşlImaktadır. Ancak bazı seIef alimIerine göre, burada istifham-ı
inkarı söz konusudur. Buna göre, Cehennem. sanki şöyle demiştir:
"Bende daha fazIa aIacak yer kalmadl."
Taberi, Hakem İbn Eban kanalıyIa İkrime'nin".........(daha
var mı?)" ayetini şu şekilde açıkIadığınl nakletmiştir:
"Doldum, 'gfrilecek yer kaldı mı?"
Taberi, merru' hadisIerde anIatıIanlardan yola çıkarak, Cehennem
in bu sözünün bir artış taIebi olduğu şeklindeki görüşü tercih etmiştir.
SüIeyman et-Teymi'nin Katade'den naklettiği rivayete göre,
hadisin .kad.kad böIümü .....kad kad şeklinde nakledilmiştir. Bu da bir
lehçedir. Her lehçede "yeter" anlamına gelir . ..... Kad kelimesinin
Cehennemin çıkardığı ses olduğu ileri sürüImüşse de, çoğunluğa göre isabetli
oIan bir önceki açıklamadır.
Hadiste geçen "kademıayak" Iafzı ile ne kastedildiği
konusunda farklı görüşler ileri sürüImüştür. SeIefin bu ve buna benzer
konuIardaki görüşü bilinmektedir. SeIef, bu tür laflZIarıgeldiği gibi kabuI
eder ve bunIarın te'vilini yapmaz. Doğrusu; bu tür Iafızların Allah TeaIa
hakkında eksikliği akla getirmesinin imkansız olduğuna inanırız.
Cennete girenlerin zayıf ve hakir görülen kimseler olarak tavsif
edilmesi, insanların çoğunun sahip olduğu düşünceye göredir. Halbuki AlIah
katında onIar, dereceleri yüksek ve değerli kimselerdir. Yine de bilincinde
oIduklarıAllah'ın azameti ve O'na karşı boyun eğmelerinden dolayı, RabIerine
karşı son derece itaatkar davranırIar ve kullar arasında da kendilerini son
derece basit görürler. CennetlikIerin bu şekilde zayıf ve hakir olarak tavsif
edilmesi uygundur. Bu konudaki ikinci bir yoruma göre ise, hadisteki hasırlı
ifade bir genellerneyi ifade etmektedir.
İmam Nevevı şöyIe demiştir:
"Bu hadis olduğu gibi anlaşılır. Allah TeaIa Cennet ve
Cehenneme bir temyiz kabiliyeti vermiştir. Bu sayede Onlar idrak eder,
tartışabilir ve karşılıklı oIarak görüşlerini söyleyebilir.
باب: {وسبح
بحمد ربك قبل
طلوع الشمس
وقبل الغروب} /39/.
2. "GÜNEŞİN DOĞUŞUNDAN ÖNCE DE, BATIŞINDAN ÖNCE DE RABBİNİ
HAMD İLE TESBİH ET, "(Kaf 39) AYETİNİN TEFSİRİ
حدثنا إسحاق
بن إبراهيم،
عن جرير، عن
إسماعيل، عن
قيس ابن أبي
حازم، عن جرير
بن عبد الله
قال:
كنا
جلوسا ليلة مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فنظر
إلى القمر
ليلة أربع
عشرة، فقال:
(إنكم
سترون ربكم
كما ترون هذا،
لا تضامون في
رؤيته، فإن
استطعتم أن لا
تغلبوا على
صلاة قبل طلوع
الشمس وقبل
غروبها
فافعلوا. ثم
قرأ: {وسبح
بحمد ربك قبل
طلوع الشمس
وقبل الغروب}).
[-4851-] Cerir İbn Abdiilah'ın şöyle söylediği rivayet
edilmiştir:
Bir gece Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte
oturuyorduk. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayın on dördünde aya
baktı ve [onu işaret ederek] şöyle buyurdu:
Bunu gördüğünüz gibi elbette Rabbinizi göreceksiniz. Onu görme
konusunda birbirinizle itişmeyeceksiniz. Artık engelleri ortadan
kaldırabildiğiniz sürece, güneşin batışmdan ve doğuşundan önceki namazıarı
kılın!
Sonra Hz. Nebi şu ayeti okudu: "Güneşin doğuşundan önce de,
batı şmdan önce de Rabbini hamd ile tesbih et."
حدثنا آدم:
حدثنا ورقاء،
عن ابن أبي
نجيح، عن مجاهد:
قال ابن عباس:
أمره
أن يسبح في
أدبار
الصلوات
كلها، يعني قوله:
{وأدبار
السجود}.
[-4852-] Mücahid'den rivayet edildiğine göre, İbn Abbas,
"Secdelerin ardından O'nu tesbih et,"(Kaf 40) ayetini kastederek
şöyle demiştir:
Allah Teala, Nebiine bütün namazıarın ardından kendisini tesbıh
etmesini emretmiştir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
Taberi, İbn Atie, İbn Ebı Nedh ve Mücahid kanalıyla İbn
Abbas'ın' ...... (Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih
et,) (Kaf 40) ayeti hakkında şöyle söylediğini nakletmiştir: "Buradaki
tesbihten maksat, namazdan sonra yapılan tes bi hattır. "